Evren A123, MS 2010, İtalya/Roma
“Tamam, buradaki araştırmamı tamamladım.” Kimsenin duymadığı
mırıltı bir kafede kahvesini içen kişiden gelmişti. Açık sarı saçları olan bir
adam, Kızıl Evren’in valkürlerinden biri ve en önemlisi de bir evrenler
tarihçisi. Genel olarak Kızıl Evren haricinde valkürler istedikleri evrenin
istediği zamanına gidebilirdi, yine de bazı sınırlar ve evrenlerin oluşumu
kavramı vardı. Örneğin A123 için valkürler ateşin keşfinden öncesine
gidemiyorlardı, oradan öncesinin işi tarihçinin işiydi. O zamana “ilk zaman”
denirdi. Üstelik valkürlerin tek sınırı geçmiş değildi, bütün evrenlerin bir
yaşanmış en son zamanı olurdu ve hiçbir valkür daha geleceğe ulaşamazdı.
Sözgelimi, A123 için şimdilik 2020’ydi, o yıl A123 yok olmazsa bir sonraki yıl
2021 olacaktı. İnsan adı Leo, valkür adı ise Assela (Kızıl Evren’in dillerinden
birinde, tıpkı insan adı gibi, “aslan” demekti) olan adamın ikamet tercihini
A123’ten yana kullanması gayet mantıklıydı: Bütün valkür tarihçiler A123’e
hayranlık duyardı; bu evren, bütün evrenlerin başlangıç noktasıydı, hepsi onun
kıvılcımlarından doğmuştu. Kimisi A123’ün insanları tarafından, farkında
olmadıkları güçle oluşturulmuş; kimisi kendiliğinden ortaya çıkmıştı. Leo
takıntılı bir tipti, evrenleri gezerken mutlaka eski valkürlerin yazdığı, hangi
evrenden hangisine gidilebileceğine dair -çoğu valkürün kısa yollar uyguladığı-
listeye bağlı kalırdı. Biraz uzaklaştı ve sol elini ileri uzatarak evren
çemberini açtı.
Evren LST7, Fetihten Sonra 120, Batıdiyar/Vadi/Martı
Kasabası
“Buraya gelmeyi sevmiyorum.” Diye söylendi Leo, LST7 hâlâ
tamamlanmamış bir evrendi. Valkürlerin henüz ulaşamadığı çok fazla kısmı vardı,
farklı zamanlarda aynı tarih ve aynı yere giden valkürler farklı şeyler
görebiliyordu. “Neyse, çok kalmayacağım zaten. Ejderhaların Dansı vaktinde
geldim bir de… Lord Cregan’ın oraya gidebilirim? Merak ediyorum da onu
fişteklersem ne olur, zamanın akışıyla oynayabilir miyim?” Valkürlerin zaman
konusundaki tek kısıtlaması “yaşanmış en son zaman” ve “ilk zaman” da değildi,
valkürün geçmişe yaptığı bütün müdahaleler evrenin kendisi tarafından
düzeltilirdi, o valkür tarihin bir parçası olurdu, yaşanmış en son zamana dek
olan hiçbir şey değiştirilemezdi. A123’te Hitler’i öldürmeye kalkan bir valkür
kendini bir anda Kızıl Evren’de bulmuştu, kanatları yarı yanmış halde
olduğundan iyileşene dek, yani uzunca bir süre, evren değiştirememişti. Tabii
ki bu -iki korku hikayesi ve bir aşk hikayesi de dahil olmak üzere- birkaç farklı versiyonu bir şehir efsanesiydi ama valkürlerin tarihe müdahale edemeyeceği
bilinen bir gerçekti. “Neyse ne be, buradan gidiyorum!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder